500 milyar dolarlık dev yatırım tehlikede

ABD ile Güney Kore arasında yıllardır güçlenen ekonomik ilişkiler, Atlanta yakınlarındaki Georgia eyaletinde yaşanan dramatik bir baskınla krize sürüklendi. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ekipleri, birkaç gün önce Hyundai ve LG Energy’nin ortak yatırımlarıyla kurulan tesislere operasyon düzenledi. Yaklaşık 750 kişi gözaltına alındı; bunların 300’den fazlasının Güney Kore vatandaşı olduğu açıklandı.

Operasyonun hemen ardından Güney Kore hükümeti devreye girerek, gözaltına alınan işçilerin serbest bırakılması için ABD makamlarıyla temas kurdu. Ancak taraflar arasında henüz somut bir ilerleme sağlanamadı. Baskın, yalnızca çalışanların değil, iki dev şirketin ABD’deki devasa yatırımlarının geleceğini de doğrudan tehdit eden bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

500 MİLYAR DOLARLIK DEV PLAN TEHLİKEDE

Hyundai ile LG Energy, ABD ile imzaladıkları 350 milyar dolarlık ticaret anlaşması ve 150 milyar dolarlık doğrudan yatırım kapsamında, elektrikli araç (EV) pazarına yönelik stratejik hamlelerini hızlandırmıştı. Georgia’daki EV batarya fabrikasının açılışı, ABD’nin enerji dönüşüm hedeflerinin de merkezinde yer alıyordu. Ancak baskının ardından şirketler, açılışı süresiz olarak erteledi.

Hyundai, çalışanlarının ABD’ye yapacağı tüm iş seyahatlerini yasaklarken, LG Energy de tesis planlarını askıya aldı. Kararın sadece iki şirketi değil, Hyundai’nin bağlı kuruluşu Kia Corp.’un üretim planlarını ve pil tedariğine bağımlı diğer küresel otomobil markalarını da doğrudan etkileyeceği öngörülüyor.

DİPLOMATİK GÖRÜŞMELER ÇIKMAZA GİRDİ

Krizin zamanlaması da dikkat çekici. Baskın, Güney Kore’nin yeni Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Seul’de gerçekleştirdiği işbirliği zirvesinden sadece iki hafta sonra geldi. Söz konusu zirvede enerji ve otomotiv yatırımları öne çıkarılmış, iki ülke ilişkilerinde “stratejik ortaklık” vurgusu yapılmıştı.

Washington ile Seul arasındaki diplomatik temaslar sürerken, henüz bir sonuç çıkmadı. Güney Kore Dışişleri Bakanlığı kaynakları, “İş gücüne yönelik bu ani müdahale, karşılıklı güveni sarsıyor. Yatırımların geleceğini garanti altına alacak güvenlik mekanizmaları kurulmalı” değerlendirmesinde bulundu.

YATIRIMCILARDA PANİK, HİSSELERDE DALGALANMA

Baskın, Güney Kore finans piyasalarında da sert yankı buldu. LG Energy hisseleri yüzde 0,2 artışla günü kapatsa da, Hyundai yüzde 0,7 değer kaybetti. Yatırımcılar, ABD’deki dev yatırımların kârlılığına ilişkin artan riskler karşısında temkinli bir tavır aldı.

Life Asset Management Inc. Baş Yatırım Sorumlusu Kang Dae-Kwun, “ABD’de artan enflasyon nedeniyle yatırım getirileri zaten düşüşteydi. Şimdi de işe alım ve işgücüyle ilgili yasal engeller devreye giriyor. Bu dava, Koreli şirketlerin ABD’den kâr elde etmesinin ne kadar zorlaştığını ortaya koyuyor” dedi.

Trump ise konuyla ilgili yaptığı kısa açıklamada, tüm işletmeleri “ABD göçmenlik yasalarına saygı göstermeye” çağırdı. Ancak bu açıklama, Güney Koreli şirketlerdeki belirsizliği gidermek yerine daha da artırdı.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE KÜRESEL RİSKLER

Krizin etkileri yalnızca Hyundai ve LG ile sınırlı değil. Elektrikli araç üretiminde bataryalara büyük ölçüde bağımlı olan küresel otomobil üreticileri de tedarik zincirinde aksaklıklar yaşayabileceği endişesi taşıyor.
Yuanta Menkul Kıymetler analisti Anna Lee, hazırladığı raporda, “Kurulum ve deneme üretimi aşamasında kritik görevlerde bulunan uzmanların işten ayrılması, 2026’dan itibaren seri üretimin imkânsız hale gelmesine yol açabilir” değerlendirmesini yaptı. Lee, vize sorunları ve diplomatik çözüm beklentileri nedeniyle en az bir yıllık gecikmenin kaçınılmaz olduğunu öne sürdü.

GÜNEY KORE ŞİRKETLERİ TEDİRGİN

Hyundai ve LG’nin attığı adımlar, sektördeki diğer Güney Koreli devlerin de reflekslerini değiştirmesine yol açtı. Samsung Electronics, daha mayıs ayında çalışanlarına ABD’deki iş seyahatlerini iki haftayla sınırlama zorunluluğu getirmişti. Şimdi bu önlemlerin daha da sertleştirilmesi gündemde.

Sektör uzmanlarına göre, baskın yalnızca göçmenlik yasalarının katı uygulanmasının bir sonucu değil, aynı zamanda ABD’nin stratejik yatırımlar konusunda kendi iş gücü piyasasını koruma hamlesi olarak da okunabilir. Bu ise Güney Koreli şirketlerin “ABD merkezli büyüme stratejisi”ni kökten sarsabilecek nitelikte.

SÜREÇ MERAKLA BEKLENİYOR

Şu anda tarafların önünde iki olasılık bulunuyor: Ya diplomatik görüşmeler hızla sonuçlanacak ve gözaltındaki çalışanlar serbest bırakılarak projeler kaldığı yerden devam edecek, ya da kriz, Güney Kore’nin en büyük küresel yatırımlarından birini çöküşün eşiğine getirecek.

Şirketlerin ve hükümetin kritik hamleleri önümüzdeki haftalarda netleşecek. Ancak tablo şimdiden, milyarlarca dolarlık yatırımların geleceği konusunda belirsizliğin ağır bastığını gösteriyor.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir